BULGAR GAZETECİDEN MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİNE İLİŞKİN ÇARPICI DEĞERLENDİRME…
Yakın tarihimizin en önemli iki figürü Enver ve Mustafa Kemal paşaların arasındaki rekabet sadece Türk değil özellikle yakın komşu ülkelerin basınında da sık sık konu ediliyordu… Bir Bulgar gazetesi de Kurtuluş Savaşı’nın en çetin günlerinde ikiliyi fikri açıdan karşılaştırdı.
Tarihe yön veren liderlerin ortak kaderidir; sürekli birileriyle kıyaslanmak… Topluma yön veren, tarihin akışını değiştiren, etkileri asırlarca devam edecek olayları gerçekleştiren bu liderlerin hemen hemen hepsi ile ilgili, “Onun yerinde bu olsaydı, şöyle olurdu böyle olurdu” kıyaslaması yapılıyor… Bu anlamada yakın tarihimizin en önemli iki figürü Enver Paşa ve Mustafa Kemal’dir. Aynı dönemin kahramanları olan ikilinin okul yıllarındaki aldığı notlarından itibaren neredeyse attıkları her adım, yüklendikleri her misyon, özel hayatları hatta eş tercihleri dahi karşılaştırıldı…
ÖMÜR BOYU REKABET
İkili; Enver’in Saray’a damat olmasının arından Mustafa Kemal’in bunun için çaba sarf ettiğinden tutun da, Birinci Dünya Savaşı’nda Enver’in yerinde Mustafa Kemal’in olması durumunda sonuçların farklı olacağına, ‘Milli Mücadele’yi Enver’in yönetseydi şöyle olurdu, böyle olurdu’ya kadar bir çok karşılaştırmaya kaynak oldu… Enver ve Mustafa Kemal, hayatları boyunca sürekli birbirlerinin alternatifleri olarak görüldü. Bundan dolayı her olay iki farklı şekilde değerlendirildi. Bizim tarih ve edebiyat literatürümüzde bu konuda önemli bir külliyat bulunuyor…
ENVER PAŞA |
OLAYLAR PEŞ PEŞE…
Bu literatürde bulunan ancak pek bilinmeyen bir değerlendirmeyi sizlerle paylaşalım istedik… Bulgaristan’da yayınlanan Novo Vreme Gazetesi’nin İstanbul Muhabiri 11 Temmuz 1921’de, gazeteye bir Mustafa Kemal ve Enver Paşa rekabetini ve bu çerçevede yaşanan gelişmeleri anlatan bir makale gönderdi. Yazı gazetenin 14 Temmuz 1921 tarihili 730. sayısında yayınlandı. Kütahya ve Dumlupınar muharebelerinin kaybedildiği, Meclis’in Kayseri’ye taşınmasının tartışıldığı, Genaral Harington’un Mustafa Kemal’i görüşmeye davet etmesi, Enver’in Moskova’da temaslarda bulunduğu ve Bulgar Milletvekili Angel Grozkov’un başkanlığında bir heyetin Ankara’da temasları gibi önemli olayların yaşandığı günlerde kaleme alınan satırlar sadece ikiliyi kıyaslamakla kalmıyor, o günlerde yaşananlar ile ilgili de bazı önemli detaylar da veriyor.
ARADA UÇURUM OLUŞTU
Anadolu’daki mücadelenin kritik bir noktaya geldiği ve adeta durumun bıçak sırtında olduğu tasviri ile başlayan yazının, girişinde “Anadolu’daki savaş, Türklerin morali açısından yeni bir safhaya girmektedir ki bu durum davaları açısından olumlu etki yapabilir, diğer taraftan en tehlikeli anda hasta emellerin artması durumunda ise gidişatın felaketle sonuçlanabilir” ifadeleri kutlanılmakta. İkili arasında çok eskiye dayanan ve uzlaşılamaz mücadele ile ilgili daha önceleri de gazeteye yazılar gönderdiğini hatırlatan muhabir, Enver ve Mustafa Kemal arasındaki son durumu, “Türkiye’nin geleceği hakkında biraz farklı düşünen bu iki vatansever arsındaki rekabetin Mütareke’den sonra aralarında uçurum oluşturacak bir hal aldı” diye betimliyor.
OLUK OLUK ALTIN AKARKEN
Anadolu’daki iktidarı eline geçirerek Türk milliyetçi hareketinin başına geçen Mustafa Kemal’in halkın sempatisini kazandığını aktaran Muhabir, “Ahlaki tüm değerlerini ve fedakârlığını cesur asker olarak ortaya koydu. Ahlaki diyorum çünkü dünyada oluktan akan altın onu alıkoyup ve davası bir hatıra olarak kalabilirdi” sözleriyle Anadolu’da yürütülen cephe savaşının yanı sıra, rüşvet ve türlü tezgâhlara karşı ahlaki bir mücadele verildiğini gözler önüne seriyor.
ENVER’İN KELLESİNİ İSTEDİ
Mustafa Kemal’in kendisine karşı yürütülen muhalefete cesurca karşı geldiğini, kendisini iktidardan uzaklaştırmak isteyenlerin bir kısmını ülke sınırlarının dışına kovduğunu bir kısmını hapis ettiğini ve bazılarını kurşuna dizdiğini ifade eden Muhabir, “Bu gelişmeler Kemal’i herkesi kıskandıracak vatanseverlik mertebesine ulaştırdı ve karşısında Enver’in yıldızı sönük kaldı hatta Türkiye için neredeyse sönmüş duruma geldi. Bunlar üzerine, Enver Paşa yumuşadı ve hizmetini Kemal’e sundu. Ankara kesin olarak bunu reddetti hatta tehditkâr tavırla Enver’in kellesini istedi” diyor. Enver’in bu gelişmeler neticesinde dahi köşesine çekilmediğine değinen Muhabir, yaşananları, “Kahramanlar ve güçlü yapıdaki kişiler kolay kolay sönmezler. Enver mutluluğu başka yerde aradı, daha uzakta, daha emin yerde ve daha geniş bir platformda, o Bolşevik oldu. Kemal aşık olduğu bağımsız Türkiye için amansız savaşırken Enver, Moskova’ya gitti, Komünistlerin Kafkasya’daki kongresine katıldı, Türkistan’a ordu kurmaya gitti” diye anlatıyor.
MUSTAFA KEMAL |
Her şeye rağmen Enver’in Mustafa Kemal ile rekabetten vazgeçmediği kaydedilen yazıda, “Yapı olarak hırslı ve gururlu olan Enver, Kemal’e karşı komplo kurmaktan vazgeçmedi. Kemal’e karşı yapılan Kürt İsyanı bu hırsına sayabiliriz. Bu isyanı Kemal’in arkadaşı Kazım Karabekir Paşa kanlı bir şekilde bastırmakla kalmayarak aynı zamanda milli dava lehine Kürdistan’dan birçok atlı birlikleri oluşturmayı da başardı” ifadeleri kullanılıyor.
BULGARİSTAN HÜKÜMETİ
NEDEN DESTEK VERİYORDU?
Kafkas, Erzurum, Türkistan ve Kürdistan Orduları’nın Milli Mücadele için gelebileceğini ifade eden Muhabir, “Eğer bu olursa, dünya sürpriz gelişmelere, Anadolu’nun tuzlu ruhunda geri dönülmez Yunan bozgununa şahit olabilir – gerçekten de Helenizm için- çok tuzlu olabilir. Kemal Paşa gerektiği takdirde Anadolu’daki savaşın kışın da devam edeceğini kesin olarak belirtti. Kış savaşı… Berbat sıcaklardan sonra uçsuz bucaksız Anadolu ovalarında berbat soğuklar geliyor. Kazılmış yollarda ve bakir ormanlarda... O zaman... Kral Konstantin bunun hesabını yapıyor mu acaba? Bekleyeceğiz... Dikkatli bir şekilde beklemeliyiz” ifadeleri ile yazısına son veriyor.
Mustafa Kemal’in Anadolu’da başlattığı mücadeleyi yakından takip eden Bulgar Hükümeti ve kamuoyu, İtilaf Devletlerine karşı kazanılacak bir zaferin Bulgaristan’ın Sevr’i olan Neulliy Antlaşması’nın şartlarının hafifletilebileceğini ümit etmiştir. Bu gerekçe ile gerek Hükümet, gerekse Bulgar basını Mustafa Kemal ve onun liderliğinde yürütülen Milli Mücadele’ye kendi imkânları nispetinde destek vermiştir. Dönemin siyasetçilerinin söylemlerinde ve basında bu konuda çok sayıda değerlendirme bulunmuştur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder