26 Eylül 2014 Cuma

Kusura bakma Ahmet Hakan

Liseyi bitirip ÖSS’yi kazanamadığım ve sonrasında üniversitedeki ilk yılımda, hafta sonları İç Kozahan’daki Lebiderya ve Çınarlatı çay ocaklarında garsonluk yapıyordum. Özellikle benim Aydın’ın ise benim çömezim olmaya hak kazandığı 2001 yılının yaz ayları çok keyifliydi. O yaz, şimdinin Komiser Aydın’ı garsonluk yapıyor, ben de içerde çay demliyorum bulaşık yıkıyorum. Her gün bir birinden tuhaf şeyler yaşıyor, birbirinden aykırı tipler tanıyoruz…

Üniversitede birinci sınıfı bitirmiş gibi yaptığım (9 dersin 7’sinden FF’le nasıl bir bitirmekse…)
Tabi bizim Aydın Karadenizli ben de Kırcaalili olunca karşılaştığımız hiçbir tuhaflığın altında kalmıyor, her türlü muzipliğe, her türlü puştluğa misliyle cevap veriyoruz…
Bir gün geliyor, belediye masaları kaldırıyor, ertesi gün birisi bir müşteriye askıntılık yapıyor, kavga ediyoruz. İstediğimize çay veriyoruz, istediğimize vermiyoruz...İşte o tuhaflıklardan bazıları; DEVAMI...

10 Ağustos 2014 Pazar

Çuvaldıza eyvallah da…

Herkesin siyaset profesörü, spor yorumcusu, din âlimi olduğu yerde, eleştiri adeta toplumun genetiğine kadar işliyor. Hal böyle olunca da insanlarımız sınırsız eleştiri haklarını en acımasız şekilde son damlasına kadar kullanmaktan inanılmaz bir haz alıyorlar…Hele bir de söz konusu medya ve gazetecilerse neredeyse beş vakit tenkit etmek farz gibi düşünülüyor herhalde… DEVAMI...

3 Ağustos 2014 Pazar

Bir ‘Deli’nin Anadolu serüveni

Osmanlı Devleti ve Bulgaristan Birinci Dünya Savaşı’nda aynı cephede savaşa girdi. Savaş sonucunda aynı kaderi paylaşarak mağlup olan iki ülke, Versay sistemi diye anılan anlaşmalar zinciri ile adeta itilaf bloğunun sömürgeleri haline getirildi. Bu sömürge düzenine, ilk tepkiyi vererek direnişe geçen Anadolu oldu. Anadolu’da Mustafa Kemal önderliğinde başlatılan mücadele başta Versay sistemi altında sömürgeleştiren halkalar olmak üzere işgal altında olan tüm milletler için yeni bir umut ışığı oldu. Versay boyunduruğundan kurtulmak için yakılan bağımsızlık ateşini, ilk fark eden Neuily Antlaşması ile sistemin en ağır darbelerinden birisini yiyen Bulgaristan oldu. Çiftçi Partisi Milletvekili Angel Grozkov liderliğinde 3 kişilik bir heyet tarafından gerçekleştirilen Anadolu Seyahati Anadolu'da yakılan İstiklal ateşini görme fırsatı bulmuş ve bu seyahat ülkesinde büyük ses getirmişti...DEVAMI...

 

30 Temmuz 2014 Çarşamba

Seçim havası ‘Söz’de kaldı!

Bursa genelinde hakim olan ‘bayramdan ziyade tatil havası’ partilerin bayramlaşmalarına da yansıdı. Öyle ki bayramlaşmalar üç partide de adeta ‘nerede o eski bayramlar’ dedirtiyordu…
Ne AK Parti’de ne CHP’de ne de MHP’de önceki yıllardaki bayramlaşmaların kalabalık ve coşkusundan eser yoktu. Cumhurbaşkanlığı seçimine sayılı günler kalınca siyasi partilerin bayramlaşma törenlerine damgasını vuran konu bu oldu.
Bayramlaşmalara kimler katılmadı?
Arınç, partililerden ne istedi?
Sena Kaleli neden sitem etti?
 Aykan Erdemir neden şaşırtmadı?
MHP bayramlaşmasında sürpriz?DEVAMI


21 Temmuz 2014 Pazartesi

VMRO ÖRGÜTÜNÜN BİLDİRİSİ, MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİNDE TÜRK-BULGAR DOSTLUĞUNU PERÇİNLEMİŞTİ…

Kurtuluş Savaşı, tüm dünyada mazlum milletlerin emperyalizme karşı başlattığı mücadelelerin simgesi değil mi? Ezilmiş milletler bu başkaldırıya ellerindeki tüm imkanlarla destek vermemiş miydi? Bulgarlar bile… Evet, genel olarak ‘gerilim’ hatta ‘kanla’ yazılmış bir ilişkiler bütününe sahip olduğumuz Bulgarlar da Kurtuluş Savaşı’nda ordularımıza propaganda desteği sağlamıştı…İşte bu yazının konusu da o ilginç gelişmelerden biri. Anadolu’da işgalci olarak bulunan Yunan Ordusu’ndaki Bulgar askerlerin durumunu, bu askerler için yayınlanan ‘çağrı’ niteliğindeki bir belge üzerinden irdeleyeceğiz.DEVAMI

15 Temmuz 2014 Salı

Hannibal Bursa’ya hiç uğramadı!

Uludağ Üniversitesi (UÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şahin, ünlü Kartacalı General Hannibal’e ilişkin Bursa tarihindeki bir anlatının gerçeği yansıtmadığını öne sürüyor. “Hannibal, Roma İmparatorluğu’nu yıkımın eşiğine kadar getiren dünyanın gelmiş geçmiş en önemli askeri dehalarından birisidir” diyen Prof. Dr. Mustafa Şahin, “Ancak bu ünlü komutanın şansı yaver gitmemiş. Hannibal’ın Bitinya’da son bulan yolculuğu ise Roma İmparatorluğu’na yenilmesi ile başlıyor. Kartaca’yı yok etme kararı alan Roma’nın takibinden kaçmak için önce Suriye’ye gelen Hannibal, burada da barınamamış” diyor.Şahin,  Hannibal ile ilişkilendirilen Bursa tarihindeki anlatı yanlışlığının ise dünyanın ilk coğrafyacısı olarak kabul edilen Strabon’un verdiği bilgilerle ortaya çıktığını söylüyor. DEVAMI

14 Temmuz 2014 Pazartesi

BULGARİSTAN'A SIĞINAN BURSALI MEHMETÇİKLER

Milli Mücadele boyunca Türk askerleri her cephede başarılar elde edip, direniş destanları yazarken ‘Cafer Tayyar Paşa’nın tedbirsizliğinden’ dolayı 20 Temmuz’da başlayan Yunan taarruzundan üçüncü gününde Cafer Tayyar esir düştü, dördüncü günde ise kolordu dağıldı. Bulgaristan, Trakya üzerinde hak iddia ediyor, buranın Yunan işgaline terk edilmesine engellemek için Cafer Tayyar Paşa ile yakın ilişkiler kurmuş, imkanları nispetinde ona destek olmaya çalışmıştır. Bu ilişkilerden dolayı kolordu karargahı direniş planlarını yaparken olumsuz bir durum karşısında tarafsız ülke konumunda olan Bulgaristan'a sığınma yönünde bir karar almıştı. Bu doğrultuda 25 Temmuz 1920 tarihinde göçmen kafilelerinden ve ordu döküntülerinden oluşan 15 bin kişi Bulgaristan'a geçti. Aralarında çok sayıda Busalının da bulunduğu askerler toplama kamplarından ayrıldı ve ülkenin dört bir tarafına dağılarak çiftçilik, demircilik, nalbantlık, ırgatlık gibi işlerde çalışarak hayatlarını idame ettirmeye çalıştılar.DEVAMI

13 Temmuz 2014 Pazar

Bursa’nın anahtarı Balabanbey Kalesi

Osmanlı Devleti’nin kurucusu ve banisi Osman Bey’in yıllarca rüyalarını gördüğü, adeta ömrünü vakfettiği Bursa’nın fethi için attığı ilk adımlardan birisi şüphesiz ki Balabanbey Kalesi’nin inşası oldu…Kalenin yapılış ile ilgili 1303, 1313 ve 1316 tarihleri ifade edilirken, Uludağ Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Yusuf Oğuzoğlu, 1303 tarihi üzerinde duruyor. Kayalıklar ve yamaçlar üzerinde müstahkem bir mevkide bulunan Bursa Kalesi’nin fethi için uzun soluklu bir plan hazırlayan Osman Bey, şehrin çevresi ile irtibatını kesmek ve tekfuru teslim olmaya mecbur bırakmak amacıyla kapsamlı bir kuşatma başlattı. Bu çerçevede şehrin doğusuna ve batısına Havale Kuleleri (bir nevi küçük kale) yaptırmıştı. Bu kulelerden hisarın güneydoğusundaki bugünkü Mollaarap Mahallesi’nde bulunuyor. DEVAMI

12 Temmuz 2014 Cumartesi

BURSA AMERİKAN KOLEJİ NEDEN KAPATILDI?


Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Boston Eyaleti merkezli faaliyet gösteren ve Amerikan Board adıyla tanınan (ABCFM) Misyoner Teşkilatı tarafından 1854 yılında kurulan Bursa Amerikan Koleji, Türk kız öğrencilerin Hıristiyanlaştırılması faaliyetleriyle 1920’li yıllarda gündeme oturdu. 1927-28 eğitim-öğretim yılında Kamran, Nemika, Muadelat ve Seniha adlı 4 kız öğrencinin okulun misafirhanesinde vaftiz edilmesiyle patlak veren olayı, dönemin gazeteleri manşetten verdi. Ve Bursa Amerikan Koleji kapatıldı.DEVAMI

MACAR KRALININ KESİK BAŞI NEREDE?


Osmanlı Devleti ile anlaşma imzalamasına rağmen, sözünde durmayarak Osmanlı topraklarına saldıran Macar Kralı I. Ulaszlo, Varna Savaşı’nda başından oldu. Kralın vurulan başı bozulmaması için bal içinde muhafaza edilerek Bursa’ya getirildi. Mızrağa geçirilerek günlerce Bursa sokaklarında teşhir edilen Macar kralının kesik başı Uludağ’ın eteklerine gömüldü. Macar bilim adamları 20. yüzyılın başından bu yana krallarının kesik başını arıyor. Peki, bir asırdır bulunamayan kralın kesik başı nerede? DEVAMI

10 Temmuz 2014 Perşembe

Osmanlı Devletinde Ermeni Sorunu Ve Avrupa Devletlerinin Ermeni Politikaları


Avrupa siyaseti 19.y.y la birlikte değişmeye başlamıştır. Değişen yeni siyasetin ağırlık merkezi kıta Avrupa'sının dışına taşmıştır. Ermeni meselesinin gündeme gelmesi ve Avrupa kamuoyunun bu konuya ilgi duyması bu siyasetin bağlamında gelişen bir olay olarak değerlendirilmelidir. Çünkü Avrupa Devletleri bu siyasetin bir gereği olarak kendi topraklarının dışında da güç noktaları oluşturmak zorunluluğu hissediyorlardı. Bunun için dünyanın değişik bölgelerinde kendilerine bağlı veya kendi çıkarlarına uygun siyasi yapıların oluşması için bir mücadele sürecine girmişlerdir.

Kentsel dönüşüm mü? Toplumsal dönüşüm mü?

Bu gün tüm Türkiye’nin olduğu gibi Bursa’nın da en önemli gündem maddelerinden birisi kentsel dönüşüm. Her ne kadar 1999 Körfez ve 2011 Van depreminden sonra ivme kazansa da ‘dönüşüm’ Türkiye’nin son 50 yılında yaşanan plansızlıkların bir sonucudur… Türkiye, özellikle sanayileşmenin hız kazanması ile birlikte 50 yıldır köyden şehre, kırsaldan kente doğru hızlı bir göç hareketi ile karşı karşıya. Peşe peşe kurulan sanayi tesisleri ile birlikte nüfusları on binlerle ifade edilen şehirler kısa sürelerde 100 binlik, milyonluk yerleşim yerleri haline dönüştü.

Ülkücülere sıra gelir mi?

AK Parti’nin Merkez Sağa yaklaşmak adına gömlek değiştirerek ‘Milli Görüş’ten uzaklaşması ve CHP’nin özellikle Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte gündeme getirdiği ‘Yeni CHP’ söylemi kıyaslandığında, kurulduğu günden bu yana söylemlerinde, dünya görüşünde hiçbir kırılma yaşamayan MHP, teorik anlamda, mevcut siyasi partilerin en istikrarlısıdır. Pratik olarak da düşünüldüğünde 44 yılı geride bırakan, Ülkü Ocakları gibi sürekli parti kadrolarına taze kan empoze eden, hatta yıllarca merkez sağ önemli siyasetçiler yetiştiren MHP yine diğer partilerden bir adım önde görünmektedir.

Bulgar Türkü mü, Bulgaristan Türkü mü?

Bulgar Türkü ve Bulgaristan Türkü ifadeleri, Bulgaristan ve Bulgaristan Türkleri ile ilgili haber, yorum ve yazılarda sürekli karşılaştığımız ifadelerdir. Kullanılan bu iki kavramın da gerçekliği ve kullanılırlığı vardır. Ancak günümüzde yazıldığının aksine bu iki farklı kavram aynı topluluğu değil birbirinden farklı toplulukları ve farklı olguları ifade etmektedir. İlk olarak, Bulgar Türkleri tarihsel süreç içerisinde yaşamışlar ve zaman içerisinde tıpkı, Sümerler, İnkalar, Hazarlar ve birçok topluluk gibi misyonlarını tamamlayarak tarihin tozlu sayfaları arasındaki yerlerini almışlardır. Bulgaristan Türkleri tabiri ise bundan yüzyıllar sonra 19.y.y’da Berlin Antlaşması (1878) literatürlere girmiş bir kavramdır. Biz bu çalışmamızda bu iki kavramı biraz açarak ülkemizin güzide basın mensuplarına ve aydınlarına! bu konuda yardımcı olmaya çalışacağız.

EĞİTİMCİLERİN SORUNLARI 100 YILDIR DEĞİŞMEDİ…

Öğretmenlerin sesi

Bursa'dan yükseldi


Yeni bir eğitim yılının başındayız… Eğitimcilerimiz başta yetersiz ücret olmak üzere, atamalar, plansızlık, çalışma koşullarının ağırlığı, adaletsizlik, güvensizlik gibi sorunlarla boğuşuyor. Günümüzdeki öğretmen sendikaları da bu sorunlara dikkat çekiyor… Tıpkı 100 yıl öncesi benzer öğretmen ‘cemiyet’lerinin yaptığı gibi…DEVAMI

Geç gelen devrim!

BURSALILAR, 2. MEŞRUTİYET’İN İLANINI İSTANBUL’DAN 2 GÜN SONRA ÖĞRENDİ… ÖNCE UMURSANMADI, ARDINDAN HALK SOKAKLARA DÖKÜLDÜ…


Bursa Valisi Mehmet Tevfik Bey, 24 Temmuz’da İstanbul’da ilan edilen 2. Meşrutiyet’i haber veren ve kendisini şaşırtan telgrafı, “Önceleri ne bir taraftan bir hareket zuhur etti, ne de bir ses işitildi. Herkes, i'lanı mükerrer okunmuş bulunduğu halde, güya hiç bir şey olmamış gibi işleri ile meşgul görünüyordu” sözleriyle anlatıyor. Vali Bey, Bursa’da asıl daha sonra olanlara bakıp şaşıracaktır!

Enver-Mustafa Kemal rekabeti



BULGAR GAZETECİDEN MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİNE İLİŞKİN ÇARPICI DEĞERLENDİRME…

Tarihe yön veren liderlerin ortak kaderidir; sürekli birileriyle kıyaslanmak… Topluma yön veren, tarihin akışını değiştiren, etkileri asırlarca devam edecek olayları gerçekleştiren bu liderlerin hemen hemen hepsi ile ilgili, “Onun yerinde bu olsaydı, şöyle olurdu böyle olurdu” kıyaslaması yapılıyor… Bu anlamada yakın tarihimizin en önemli iki figürü Enver Paşa ve Mustafa Kemal’dir. Aynı dönemin kahramanları olan ikilinin okul yıllarındaki aldığı notlarından itibaren neredeyse attıkları her adım, yüklendikleri her misyon, özel hayatları hatta eş tercihleri dahi karşılaştırıldı…DEVAMI...