Yunanlıların San Remo Konferansı ile
kendisine bırakılan Trakya’yı İşgal etmeye başlamasının ardından binlerce Türk
Askeri Bulgaristan’a sığındı. Aralarında çok sayıda Busalının da bulunduğu
askerler toplama kamplarından ayrıldı ve ülkenin dört bir tarafına dağılarak
çiftçilik, demircilik, nalbantlık, ırgatlık gibi işlerde çalışarak hayatlarını
idame ettirmeye çalıştılar.
Türk İstiklal Savaşı’nın en trajik olaylarından biri de Cafer Tayyar Paşa’nın komutasındaki 1. Kolordu’nun faaliyet bölgesinde yaşandı. Yunanlıların Trakya’yı işgal etmeye başlaması ve Kolordu komutanı Cafer Tayyar’ın daha çarpışmalar başlamadan esir düşmesi ile kolordu neredeyse tek mermi atmadan dağılmıştır. Mustafa Kemal’in Nutku’nda kendi ifadeleri bu acı mağlubiyetin sorumlusu mücadelenin önemini kavrayamayan ve gerekli önlemleri alamayan Cafer Tayyar (Eğilmez) Paşa’dır.
Türk İstiklal Savaşı’nın en trajik olaylarından biri de Cafer Tayyar Paşa’nın komutasındaki 1. Kolordu’nun faaliyet bölgesinde yaşandı. Yunanlıların Trakya’yı işgal etmeye başlaması ve Kolordu komutanı Cafer Tayyar’ın daha çarpışmalar başlamadan esir düşmesi ile kolordu neredeyse tek mermi atmadan dağılmıştır. Mustafa Kemal’in Nutku’nda kendi ifadeleri bu acı mağlubiyetin sorumlusu mücadelenin önemini kavrayamayan ve gerekli önlemleri alamayan Cafer Tayyar (Eğilmez) Paşa’dır.
CEPHE 6 GÜNDE ÇÖKTÜ
CAFER TAYYAR PAŞA |
Milli Mücadele boyunca Türk askerleri her
cephede başarılar elde edip, direniş destanları yazarken ‘Cafer Tayyar Paşa’nın
tedbirsizliğinden’ dolayı 20 Temmuz’da başlayan Yunan taarruzundan üçüncü
gününde Cafer Tayyar esir düştü, dördüncü günde ise kolordu dağıldı. Bulgaristan, Trakya üzerinde hak iddia
ediyor, buranın Yunan işgaline terk edilmesine engellemek için Cafer Tayyar
Paşa ile yakın ilişkiler kurmuş, imkanları nispetinde ona destek olmaya
çalışmıştır. Bu ilişkilerden dolayı kolordu karargahı direniş planlarını
yaparken olumsuz bir durum karşısında tarafsız ülke konumunda olan Bulgaristan'a sığınma yönünde bir karar almıştı. Bu doğrultuda 25 Temmuz 1920
tarihinde göçmen kafilelerinden ve ordu döküntülerinden oluşan 15 bin kişi Bulgaristan'a geçti.
HANGARA YERLEŞTİRİLDİLER
Bulgaristan'a geçen Türkler sınırda silah ve
mühimmatlarını Bulgarlara teslim ederek üç günlük yürüyüşle Yanbol şehrine
geldiler. Burada Yüzbaşı Erzurumlu Şakir Bey emir ve nezaretinde toplanan Türk
kafilesi Almanların Birinci Dünya Savaşında kurdukları zeplin ambarlarına
yerleştirildi. Ancak Bulgaristan'ın ne maddi durumu ne de sosyal altyapısı bu
göçmenlerin karşılayabilecek durumda değildi. Bulgar gazeteleri, Trakya’dan
Bulgaristan’a geçen Türklerin durumları ile yakından ilgilenmişlerdi. Bu gazetelerden
Yug’un verdiği habere göre; 10 bin kişilik bir piyade birliği ile bir topçu
alayı, yanlarında az sayıda siville birlikte Bulgaristan sınırından geçerek,
Konstantinovo (Dereköy) bölgesine, aynı dönemde bin 200 kişilik başka bir
askeri birlik de Svilengrad’a (Cizrimustafapaşa) geçti. Yine bu dönemde Edirne,
Lüleburgaz ve Babaeski bölgesinden 12 bin sivil Lozenes bölgesine göç etti.
TOP, TÜFEK, MÜHİMMAT
Yug
Gazetesi’nin haberine göre, göçmenlerin arasında 700 subay ve 200 memur da bulunuyordu.
Bulgaristan Genelkurmay Başkanlığı’ndan Dışişleri’ne gönderilen
bir yazıda ise; Yunan kaçan Türklerin Yambol bölgesine 385 subay, 3
bin 239 asker, 22 bin 200 sivil, yanlarında bin tüfek, 7,5 cm. çapında Krup
marka 4 top, 4 sandık top mermisi ve 1 ağır makineli tüfek ile birlikte geçtiği
bildiriliyordu. Bulgaristan'a geçen Türkler, St. Zagora (Eski Zağra)
Nova-Zagora (Yeni Zağra) Kazanlık, Yambol ve Tatar Pazarcık bölgelerine
yerleştirildi. Bunların dışında Varna, Kırcaali, Haskovo, Vidin bölgelerine de
iskan verildi.
2 BİN LEVA YARDIM
Bulgaristan hükumeti, 29 Temmuz 1920
tarihinde aldığı bir kararla başlangıç olarak, Türk göçmenlerin ihtiyaçlarını
karşılamak için 2 milyon leva ayıran, Bulgaristan Hükümeti adına açıklama yapan
yetkililer bundan sonra da bu talihsiz göçmenlere yardımlarına devam
edileceğini ve acılarını hafifletmek için ellerinden gelen her şeyi
yapacaklarını bildirmişti. Hükümet, göçmenlere yardımcı olmak amacı ile
içerisinde Türk milletvekilinin, Türk subayların bulunduğu bir yardım komisyonu
kurmuştu. Bu göçmenler Bulgaristan’ın değişik bölgelerindeki çiftliklere yerleştirilerek kendilerine çiftçilik yapmaları için toprak, tohum, tarım
araç-gereçleri ve hayvanlar verilmişti. Bu çerçevede Burgaz ve Svilengrad
bölgelerinde 22 çiftliğe yerleştirilen 80–250 arasındaki göçmenlere çiftçilik
yapmaları için gerekli olan her imkân sağlandı. Bunun dışında Bulgaristan’ın
değişik bölgelerinde Türklere iş imkânları yaratıldı.
SOYGUNCULAR CEZALANDIRILDI
Bulgaristan bir taraftan Türk göçmenlere
yardımcı olmaya çalışırken bir taraftan da göçmelerin soyulmasına,
karaborsacılar tarafından dolandırılmasına ve göçmenlerin karşılaşabileceği her
türlü kötü davranışlara karşı tedbirler alıyordu. Bu çerçevede Varna’da
karaborsacılık yaparak haksız
kazanç elde eden birçok Bulgar cezalandırılmıştı.
Bulgaristan, o dönem kendisine sığınan göçmenlere iş imkânları yaratarak,
göçmenleri atıl durumdan faal duruma geçirip ülke ekonomisine yük olmalarını
önlemeye çalışmıştı. Bulgaristan Hükümeti bu çerçevede göçmenler arasındaki
doktorlar için çıkarılan bir kararname ile Türk doktorlara, Bulgar
meslektaşları ile aynı şartlarda çalışma imkânı vermişti. Vidin’e
demiryollarında çalışmaları için çok sayıda Türk gönderilmişti. Bulgar
Hükümeti, Türklere sadece iş imkânları yaratmakla kalmamış, onların her türlü
sorunu ile yakından ilgilenmişti. Hatta Vidin bölgesinde rahatsızlanan
göçmenlerin sağlık masrafları Bulgaristan devleti tarafından karşılanmıştı.BULGARİSTAN'DAKİ BURSALILAR
Bulgar hükümeti göçmenlerle ilgili ayrıntılı
kayıtlar tutmuştu. Bu kayıtlarda göçmenlerin memleketleri, gönderildikleri
bölgeler ve meslekleri konusunda bilgilere yer verilmişti. Bulgar Devlet
Arşivlerinde bulunan belerlerden bazılarında Bursalı askerlerle ilgili bilgiler
de verilmekte idi. Bursalı göçmenlerden Abdioğlu Hayrullah, Abidinoğlu Mustafa,
Alioğlu Hüseyin, Alioğlu Selim, Alişoğlu Ömer, Bakioğlu Murad, Bekiroğlu
Mustafa, Mahmudoğlu Ali,Mustafaoğlu Ali, Saidoğlu Süleyman, Yusufoğlu Ahmet
Şumen(Şumnu) şehrine yerleştirilmiş ve burada çiftçi olarak istihdam edilmişti.
Yine Şumnu’ya yerleştirilen Hasanoğlu Mehmet burada çobanlık yapmıştı. Hasköy’e (Haskova) Bölgesine yerleştirilen
Halilibrahimoğlu Kazım, Hüseyinoğlu Cevdet, Hüseyinoğlu Habil, İsmailoğlu Aziz,
Mehemdoğlu Halil, Mehmetoğlu İzzet, Mehmedoğlu İsmail, Mehmedoğlu Musa,
Musatafoğlu Kadir, Osmanoğlu Habib, Raşidoğlu Hüseyin ve isimli Bursalılar
çiftçi olarak çalışmışlar, İsmailoğlu Mustafa ise nalbantlık yapmıştı. Polis
komiseri olarak görev yapan Bursalı Kazım Sezai Bey ise burada göçmenlerin
sorunları ile ilgilenen komisyonda çalışmıştı. Ömeroğlu Ali ve Salimoğlu
Mustafa isimli Bursalılar da Bulgaristan’ın Rila bölgesinde ırgatlık
yapmışlardı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder